Kayıtlar

Eylül, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Evlilik Sözleşmesi... Olmalı mı Olmamalı mı?

Yüzlerce boşanma dosyasına bakmış olduğumdan mı, psikolojiye olan merakımdan mı ya da ilişkileri incelemeyi sevdiğimden mi bilinmez ama meslek hayatımın yanı sıra arkadaşlarım arasında da son günlerde en çok gündeme gelen, bana en çok sorulan konulardan biri... Evlilik Sözleşmesi... Yasal boyutu hakkında; özellikle uygulama kısmında yaşanan sorunlar, teknik bilgi eksikliği gibi eleştirilerimi burada yapmayacağım... Belki bir başka zaman... Uzun zamandır aklımda olan bu yazıyı, az önce okuduğum haber sonrası aniden yazmaya karar verdim. Haber yeni evlenen bir çiftin erkek tarafının gazeteye verdiği röportaj da evlilik sözleşmesi imzaladıklarını belirtmesi... Başlık ise Eşime Evlilik Sözleşmesi İmzalattım... Açık net olarak; bana evlilik sözleşmesi çok da anlamsız gelmiyor; bilakis çoğu zaman mantıklı bile ancaaaak.... Bunu dillendirmek, söylemek büyük bir hata; daha çok samimiyetsizlik gibi geliyor... Türkiye'de evlilik sözleşmesinin işlevselliği ne yazık ki tartışılır. Öyle...

Kitap Zamanı; Evlilik Aşkı Öldürür Mü? / İlkim Öz

Resim
Remzi Kitapevi'nden yayınlanan kitap; İlkim Öz'ün yazdığı diğer kitaplardan biraz daha farklı... Zaten kitabın başında kendisi de bu duruma vurgu yapıyor :).  Genelde psikoterapi öykülerini kitaplaştıran İlkim Öz, bu kitabında daha çok doğrudan sizinle terapiyi yapıyor... Kitap ince akıcı... Yazarın emeğine sağlık... Kitabın geneli hakkında pek yorum yapmam mümkün değil; neredeyse her kelimesi benim düşüncelerimle bire bir örtüştüğü için; sanki kendim yazmış gibi hissettim... O denli de keyif aldım :). Kitapla ilgili tek eleştirim başlık konusu olabilir... Muhtemelen dikkat çekmesi için yazılmış olsa da; kitabın içeriği aslında direkt evliliğin aşkı öldürüp ...

Bir Teyzenin Mektubu...

Resim
Teyzem... Kuzum... Annem... Yaşamım... Nefesim... Mutluluğum... Bu hayatta vazgecemeyecegim tek varlık... Şimdi sen üç yaşına doğru geri sayiyorsun... Hayatın en başında; ilerde hatirlamayacagin ama bizlerden anılarını dinleyecegin yaşlardasin... Çok masum çok sevgi dolusun... Öyle ki gülen gözlerine saatlerce bakabilirim; yine de doymamam... Annenle babanın bu hayatta yaptıkları en büyük güzelliksin:) Sen... Dünyaya gelmeden önce; teyzelik bana sadece sözde gelirdi... Derler ki anne yarisidir. .. Bunun tek sebebinin kız kardeşinin çocuğu olmak olduğunu düşünürdüm... Kabul etmem gerek... Annenin karnindayken de pek kavrayamamistim durumu... Belki de annen zor bir hamilelik geçirdiği için ona daha çok odaklandigimdan olabilir... Bilmiyorum... Ama sen yaşamımıza; yaşamıma dahil olunca... Dünyalara bedelmiş teyzelik... Oğlumsun... Anne yarısı ne demek... Hayatımsın sen... Aniden plansizca girdin aramıza... Doğumun da öyleydi... Ben evde sulu köfte yapıyordum mesela :). Ablam ...

Aşkın Karşılıksız Hali...

Önceki yazımda demiştim; aşkın karşılıksız olanı bile güzeldir... Acabalarin beyninizde dört döndüğü anda tehlike ışıkları yaniyordur... Acaba dersiniz o da benden hoşlanıyor mu; acaba şu an ne yapiyor; acaba beni düşünüyor mu; acaba hayatında biri var  mı. .... Diye uzayan acabalar. ... Yine de bu acabalar için de kalbinizin hızlı atmasına bile değer aşk. .. Ben sözde sevgilere aşklara pek inanmam... Sevdiğim zaman söylemekten çekinmem ama yaşarım da... Öyle dilimde de değildir sadece... Ruhumla hissederim... Bazen çok dile getirmeyi yüzeysel diyenler olur... Bilseler ki ne çok yanilirlar... Aslında aşk her katmanında vardır gerçekten aşık olanın. .. Dilinde de ruhunda da vardır. ... Öyle seni sevi...

Aşk

Ne yazılır ki bu başlığın altına... An itibari ile neden böyle bir başlık atıp yazı yazma curetinde bulundum bilemiyorum :). Bakalım... Gelişine yazalım, ne diyormuş ruhum .. Aşk... Öyle bir şey ki... Hani heycanlaninca midenizde kelebekler uçuşur ya; o kelebeklerin her hucrenizde uçuşmaya hazır olması halidir aşk... Onu uzaktan gördünüz mü birden tüm kelebekler havalanir; icinizde kontrol edemediğiniz anlam veremediğiniz bir telaş başlar... Heleki gözler bulusursa... Offf sanki dünya durur; sadece ikiniz kalırsınız. .. Bana sorarsanız aşkın karşılıksızi bile güzeldir. İnsanın nefesine nefes olur... Ama karşılıklisi.... Gözlerine dalıp gidersiniz; kokusunu ezbere bilirsiniz... Mühim bir şeydir aşk...

Ufak Bir Hikaye...

Hikaye şöyle başlar... Günlerden birgün bir kız bir oğlanı, o oğlan da kızı sevmiş... Gel zaman git zaman bu oğlanla kız evlenip, yuva kurmaya karar vermiş... Hayal o ya... Her ikisi de evlilikten mutlu olmak istemiş... Ne yazık ki hayaller her zaman gerçek olmuyormuş... Evliliklerinin ilk gününden bu yana başlayan kişilik , kültür , hayata bakışı , yaşam biçimi gibi etmenler tartışmalara sebep olmuş... Yaşanan tartışmalar, oğlanın akıl almaz öfke nöbetleri , manipülasyonları, duygusal ve fiziki şiddeti ile devam etmiş... Kız kimselerle görüşemez, işi ile ilgilenemez , devamlı ağlayan, istediğini giyemeyen , mutsuz,  kendine güveni olmayan ruhsuz birine dönüşmüş... Yaşadıklar...

Kitap zamanı; Aynı Yatata Üçümüz - İlkim öz

Resim
Beni şaşırtan kitaplardan biri daha... Yine indirimde olduğunu görüp, içeriği hakkında çok bilgi sahibi olmadan aldığım kitplardan biri... 2015 azında okunmak  üzere indirimde aldığım bu kitap, bir solukta bitti ilkim Öz daha önce okuduğum bir yazar değil. Genelde kitap konusunda okuduğum yazarlar yayınevleri bellidir; bu konuda biraz tutucu olduğum doğru ancak bu kitap bir kez daha Yanıldığımı bana gösterdi ... Öncelikle kitap gerçek hikayelerden oluşuyOr .. Yazar bizzat gerçekleştirdiği 3 tane psikoterapi öyküsünü aşaMa aşama anlatıyor. Her hikaye üçlü bir ilişkiden oluşuyor ve yaşadığımız doğru ve yanlışlarda psikolojinin yerini bize gösteriyor. Eğer az da olsa psikolojiye ilginiz ...