Yoga ve DeğişEn Hayatım...

Uzun zamandır; özellikle instagram üzerinden mesaj alıyorum... Bu enerjiyi nerden buluyorsun, sen hiç uyumuyor musun, gerçekten hepsini yaptın mı... Herkese aynı cevabı veriyorum; Yoga sayesinde... Sonra farkettim ki aslında yoga bir çoğumuzun kafasında bir "sosyete" sporu, kadınların "kilo" verme umudu... Neden bu algılar böyle oluştu bilmiyorum ama yoga gerçekten sadece bir öze dönüş... Bu kadar... Basit...


Yogaya nasıl başladım... Evet, ben de bu yazıyı okuyacak çoğu kişi gibi senelerce salonlara yazıldım gittim gitmedim gittim gitmedim... Hep bir kilo sorunum oldu; daha 30 yaşında da tiroidim ve 65 lenfim komple alındı... Hayat bana mı karşısın sen hep :).  Tiroidsiz hayatı, neler yapmak gerektiğini, kanserle mücadeleyi... Hepsini vakit buldukça yazacağım... Ama neyse ... öyle böyle derken geçirdiğim ameliyat sonucu bir omzumda kalıcı bir hasar meydana geldi... Ooo neler denmedi ki, yüzemezsin, agır kaldıramazsın, boynun yamulur, omzun düşer.... Off off... Lakin tüm doktorların unuttuğu bir şey vardı ki ben asla vazgeçmem :). Dahası yaşadığım tüm olumsuzluklar sonrası hayatımın ne kadar kısa ne kadar kıymetli olduğunu anladım....

Sonunda bir yıl boyunca adeta inzivaya çekildim... Yaşadığım hayata baktım, eski çoğu arkadaşımla görüşmedim... Aslına bakarsanız kimler gerçekten arkadaşım onu izledim... Ama sadece izledim... Kavga etmek, tartışmak benim zaten bünyeme ters o yüzden sadece izledim... Kimilerini eledim ama o öyle küsmek gibi değil, olması gerektiği gibi akışına bırakmak... Aramak mı istemiyor... Ok.. Onun tercihi ama o zaman sen de bu tercihe saygı dur ve daha fazla kendinden verme dedim... Bazı arkadaşlarımı ise hayretle izledim; vay dedim gerçekten dostmuş... İşte onları beynime güzelce yazdım... Sonra yediklerime bakmaya başladım... Içerik okumaya araştırmaya başladım... Gerçekten keyif aldığım yaramaz yemekleri ayırdım ama keyif almadığım yaramazlıkları eledim... Daha bilinçli yemeğe başladım... Tiroidsiz hayatta bana ne destek olur onu düşündüm... Sonra geçirdiğim zamana baktım... Gün 24 saat, 8 saat uyku... Kaldı zaten azıcık bir vakit:) 16 saat... ve ben geçen her saniyeye geri dönemiyorum... Öyleyse dedim daha bilinçli yaşamalıyım... Daha faydalı... Oooo neler değiştirmedim ki hayatımda... Ve sonra... dedim hareket vakti... Biraz araştırdım Sevgili Sude ile tanıştım; herkes kilo verdir istiyor ben dedim ki boşver kiloyu sen bana spor alışkanlığı kat... 2 ay onun koçluğunda çalıştım... Oldukça da öğrendim... Ama koşmak zıplamak... Evet güzel ama alışkanlık kısmında zorlanıyorum ama çabaladım... Sonra dedim ki enerjim az geliyor... İş stres zaten hastalığım başlı başına bana zorluk çıkarıyor, ee kolum ayrı derken...
İlkokul arkadaşım ile iş için buluştuk... Benim güzel kalpli arkadaşım Burcu Başoğlu :). Herkesin kendi hikayesi var işte... Yoga öze dönüş... Yeri ve zamanı gelmeli... Burcum Yoga Hocası olmuş... Ooo çok havalı... Ben de sizin gibi bakıyorum en başta yogaya :)). Sonra araştırmaya başladım; yahu bu yoga da ne... Nefes terapisi, chakra, meditasyon... Okuyorum ama yetmiyor... En sonunda Burcuma dedim; hadi bana öğret :))) Nefes falan da öğret dedim... O da ee zaten onlar bütün dedi :). Vay arkadaş...:)) 3 ay özel ders aldım... İlk ders dedim ki bu ne... Fotolarda bu yavaştı, hani oturuyorduk... Kan ter içinde kaldım... Burcumla yaptığım 3 aylık çalışmanın bana en en en büyük faydası Yoga nın temelini öğrenmek oldu... Nefes... Bana sorarsanız en büyük sır...

Derken internette YogaUni ile karşılaştım, ordan çalışmaya başladım, Yoga Festivaline gittim... Dünyaca ünlü bir sürü hocadan ders aldım; hayatımın en güzel tatiliydi (DreamYogaEvents e ayrı bir teşekkürüm var)... Günde 8 saat yoga yapıyor sabah muazzam bir enerji ile uyanıyordum... Yaşadığım dönüşüm, enerji anlatılır gibi değil.. Üstelik sosyetik spor denilen yogayı yapmaya gelenlerde ego yok... Tabiki hepimizin egosu var, ama öyle değil... Herkes başduruşu yapıyor (amuda kalkıyor diyelim:) ); ben nerde... Yok diyorum ya.. Ben asla yapamam... Kimsede bir hava yok; herkes yardım ediyor, gülüyoruz... Hiç tanımadığım insanlarla... Dedim önyargını yık... Ve devam...
Orda biraz Yoga Okulları hakkında bilgi edinmeye başladım... Üstelik bu yoga denen şey çeşit çeşit... Burcum sağolsun bana hemen hemen hepsini öğretti ama dedim okula gidersem daha çok öğrenirim. Hatha, Vinyasa, Kundalini, Yin, Dhrama... Bitmez bir derya... Hepsinin ortak noktası... NEFES...

Farkında olun şimdi... Tam da yazıyı okurken... Kısa nefesler alıyoruz...Üstelik farkında bile değiliz... Eee hani Oksijen ile çalışıyordu organlar... Ne kadar organ ne kadar oksijen alıyor ki kısacık nefeslerle? Nasıl yorgun hissetmeyiz kendimizi :). Beslemiyoruz organlarımızı bedenimizi kaslarımızı.... Onların oksijene nefese ihtiyacı var...
Neyse derken... Bir diğer canım hocam Özge Sakaoğlu ile tanıştım... Ve kendimi bulduğum Yin Yoga deneyimim başladı... Yoga Şala yı tercih ettim... Biraz daha ruhani kısmını sevdim...Ama Hatha derslerime de giriyorum artık :). Ama Yin Yoga... haftada en az 4 kez yapmaya başladım... Özge Hocamın dili ile söylemem gerekir ki; Yin Yoga ile bağ dokularımız esnemeye başlıyor ve biz doğru nefes aldıkça esneyen bağ dokular arasında enerjı geçişi başlıyor... Bu da bedenin uyanmasına,  devamlı enerji dolu olmamaza yani sağlıklı bedene taşıyor bizleri... Ruhumuza yaptıkları ise anlatılamaz... Ben zaten ruhen hep yogi imişim; onu anladım ama artık bedenen de hissediyorum :).


Bu değişimim gözle görülür hale gelince, insanlar ne oluyor demeye başladı :). Bu arada başduruşu, omuzduruşu gibi omzumu direkt etkileyen hareketler yapmaya başladım. Doktorlarıma söyledim; Yoganın yaptıklarının bilimsel karşılığı olduğunu bile öğrendim :). Osho Yoga Bir Bilim derken oldukça haklıymış :

Yoga benim bir parçam olunca ve enerjim yükselince; yüzmeye başladım haftada 4 gün, hafta da 3 gün de interval yapmaya... Instagramda hergün sorular da böyle gelmeye başladı... Ve evet yorulmuyorum... Çünkü koşarken dahi nefesimin farkındayım... Eskiden alışkanlık edinmek zor iken artık benim için kolay... Çünkü artık gerçekten isteyip istemediğimi irdeliyorum... Bunun zamanı mı değil mi diye soruyorum... Hiç acele etmeden.. İçe yani o özünüze döndüğünüzde; işten okuldan dedikodudan TV den yıllar içinde değişen benliğiniz değil; o saf siz ortaya çıkıyor... İşte o size doğru yolu fısıldıyor... Bana inanın bu mucize değil.. Aslında bizler doğarken içimizde enerji ile geldik... Ama sonra bir şeyler değişti ve o öz ne yazık ki geride kaldı.. Unuttuk... İşte öze dönüş esas olan... Nefesinizle onu uyandırın... İşte o zaman gerçek siz çıkacak; yaşam enerjisi uyanacak...

Yogaya başlayayım ben o zaman diyenler oluyor... Ama öyle başlarsanız emin olun benim uzun yıllar başlayıp sonra spor salonlarından kaçışım gibi yogadan da kaçarsınız... Herkes için her zaman doğru olan aynı yol değil... Ama Yoganın yarattığı etki gibi; siz de size etki yaratacak yolu bulabilirsiniz...

Ama siz Yogaya başlamak isterseniz... Ben yardım etmek adına hep burdayım :). Her soruyu sorabilirsiniz; ben de sizinle öğrenmeye devam edebilirim.

Sevgiyle kalın:)

Namaste....





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bir Teyzenin Mektubu...

Spor Zamanı !!! Bir 10k Macerası... Vol 1. Aydınlanma