Mayıs'ta BodRum
Blogu, instagramı takip edenler ya da beni tanıyanlar ne kadar büyük bir Bodrum aşığı olduğumu bilirler...
Hani meşhur Halikarnas Balıkçısının şiiri var ya ...
Yokuş başına geldiğinde
Bodrum’u göreceksin,
Sanma ki sen
Geldiğin gibi gideceksin
Senden öncekiler de
Böyleydiler
Akıllarını hep Bodrum’da
Bırakıp gittiler…
İşte orda bahsi geçen kişi kesinlikle benim :) ... Her adımımda aklımı kalbimi bırakırım Bodrumuma...
Bir çok insan bana der; ne var orda, çok kalabalık, her yer taş.... Hiç anlatamam ne olduğunu... Evet keşke o kadar çok kalabalık olmasa, evet keşke o kadar çok bina yapılmasa... Ama ordaki enerji... Kalenin güzelliği... Huzur... Benim için öyle kıymetli ki...

Bodrumun, kalenin en güzel manzarasını görebileceğiniz yer; Gümbete ana yol üzerinden giderken Casita Mantının yanı... Ben her sene gittiğim aynı yere çıkıp 15 dakika ordan Bodrumumu seyrediyorum... Büyüleyici...
Daha önceki yazılarımda her mevsim Bodrumumu anlatmıştım... Benim nazarımda Mayıs ayının yeri çok ayrı... Doğa uyanıyor... Her yerde çiçek kokusu... Casitanın oraya doğru yürürürken dut ağaçları ile karşılaşacaksınız.... Ben hepsinden bir iki dut kopardım... İstanbullu olanlar pek bilmez zira ben ilk defa dutun pazarda satıldığını görünce çok şaşırmıştım :). Dut ya... Her yerde ağacı vardır benim memleketimde, biz direkt ağaçtan yeriz onu... Pazarda satılır mı :) ama tabi bir Çanakkaleli olarak İstanbulda yaşamak bu olsa gerek :).
Neyse gelelim adım adım Bodruma...
Bodruma havaalanından çıkınca Torba Kavşağına ve Bodrum Merkeze (ki merkezden her yere minibüs var) Havataş ve Mutaş otobüsleri ile gidebilirsiniz. 2017 Mayıs'ta servislere zam gelmiş; yazın gideceklere duyrulur :) 15-TL. Normalde (kışın dahi) servis içinde tepsi ile su dağıtan abi bu sefer yoktu :( ama neyseki Bodrum farkı; istediğinizde serviste size ücretsiz su veriyorlar...
Havaya söyleyecek sözüm yok... Miss gibi bahar havası... Hatta ilk iki gün biraz sıcaktı; güneşlensem olurdu ki denize giren de çoktu...
Bodrumda benim kaldığım yer hep aynı... Mavi Ada Pansiyon... Ali Abi'nin yeri :). Kahvaltısı çok güzeldir; her sabah yumurtanı nasıl istersin diye sorar:) Bu bir Ali Abi ritüeli :). Yeni yeri Atatürk Caddesinde, otogara çok yakın...
İlk gün olağan Bodrum yürüyüşümü yapıp, biraz denize ayaklarımı suya soktuktan sonra soluğu Sakallı Ali Doksan 'da aldım... Tabiki kaldığım üç günün iki günü ordaydım :). Yıllar sonra tek değişiklik çatal-kaşık koydukları kağıt poşet olmuş :). Kurufasulyesi, pilavı, yoğurtlu kızartması... Benim için bir klasik :) . Muhteşem... Harika... Yumurtalı ıspanağı bir şölen... Ama.... Pırasa ... Bildiğimiz Pırasa... Daha ne kadar güzel yapabilirler bilmiyorum... Kendilerine de dedim... Pırasa bile muazzam olabilir mi... Cennet :) Pırasının içinde kereviz sapı, nohut var ama yani öyle böyle değil lezzeti... Mutlaka denk gelirseniz yiyin... Hak vereceksiniz... Ali Doksan... Her yazımda diyorum; bence Bodrum a gelme sebebi olabilir :)
Bu sene Bodrum'da benim için ayrı bir heycan vardı... Arkadaşım Bodrum'da mekan açmış; Milas Köftecisi... Bodrum'dan sahilde Gümbet'e giderken Askeriyenin orda yol çatallaşır; işte tam orda... 24 saat açıklar; özellikle gececiler için söyleyeyim; çorbaları şahane !!! Ben et yemediğim için bana ıspanaklı pide yaptılar... Kesin menüye girmesi taraftarıyım :) hatta ısrarcıyım... Muhteşem lezzet! Mekanın favori noktası ise resimde gördüğünüz büyüleyici ağaç... 350 yıllıkmış ... Ne hikayeleri vardır... Mekanın bahçesi bu ağacın gölgesinde... Bana sorarsanız bu ağacı görmek, gölgesinde bir yemek yiyebilmek, kahve içebilmek bile büyük şans... Doğa tutkunları için de bu kısım duyurulur :)
Bu kedi gibi dükkanlara bakayım, Bodrum'da alışveriş yapayım derseniz... Bence en güzel alışveriş merkezi Midtown... Merkezden minibüsler geçiyor... Hem büyük hem de ferah bir AVM... Ama Bodrum Merkeze yakın (Gümbette) Oasis de var... Oasis de yeme içme yerleri güzel, değişik ev yemekleri bulabiliyorsunuz... Bir de merkezde marinada açık bir avm var ama küçük bir yer... Benim gün içinde sayısız kez gezdiğim yer orası... :) En sonundaki Kahve Dünyası da yine favori mekanlarımdan :). Bunun dışında Kalenin orda (Kos Feribotlarının kalktığı yere doğru) tezgahlarda yapılan takılar var... Bir abi vardır mesela yıllardır orda camdan nazar boncuğu yapar... Bence bir hatıra alın ordan :).
Gelelim benim bir klasik Bodrum mekanıma daha... Mahfel... Burası belediyeye ait... Bodrumda daha ucuz, daha keyifli bir yer yok... Baştan söyleyeyim :). Benim günlük Bodrum başlangıç noktam burası... Oturum... Saatlerce kitap okurum... Orda yıllardır çalışanlar beni bilir :). Abla her zamankinden mi diyorlar... Her zamanki demek şu... Sade Türk Kahvesi & Bodrum Gazozu ikilisi :))) Sonra da sütlü bir Amerikano... Beni orda bırakın; 4 saat sonra almaya gelin :). Gerçekten çok seviyorum...
Bodrumun bir klasiği olarak kabul edilen Halikarnas Disco bu yıl kapandı; ev sahipleri tahliye etmiş... Aslına bakarsanız ben hiç gitmedim ve hiç de merak etmedim. Onun yerine onun yamacındaki Berk Balıkta rakı balık yapmayı ya da Berk Balığın yanındaki çay bahçesinde çay içmeyi tercih ederim :). Dım dım dım kafamda gürültü pek benim tarzım değil :) Ama sonuçta Bodrum için büyük bir markaydı... Her ne kadar Bodrum halkı pek memnun olmasa da; umarım gelen gideni aratmaz... Mayıs 2017 itibari ile yıkım başlamıştı... Ben de heyecanla ne açılacağını bekliyorum...
Gelelim Gümüşlük 'e .... Benim Bodrum ile karşılıklı oturup rakı balık yapmam pek meşhurdur... Ooo neler neler konuşuruz Bodrumumla... Bazen Müzeyyen Senar da eşlik eder bize.. Dertleşiriz güleriz... Sözler veririm ben hep Bodruma... Ona teslim edip dertleri; geri dönerim. O yüzden derim hep; yenilenip geleceğim... Biz Bodrumumla çilingir soframızı kuracağımız yere çok özen veririz... Güneş ile vedalaşacağımız için uzun uzun oturmak isteriz... Belirli yerlerimiz zaten var ama bu sene şahane bir yer keşfettik... Gümüş Cafe... Minibüs durağından dik aşağıya inince, sahilde sağa doğru yürümeye devam edin... Adeta İstanbul, Büyükada gibi... Buyrun menüye bakın, gelin oturun vs diye üstünüze üstünüze gelecekler... Siz sağdan sağdan ilerlemeye deva edin :). Tam ilerde beyaz bir iskele üzerinde, sandalyelerine kırmızı şal asılmış bir yer göreceksiniz... İşte orası Gümüş Cafe... Hiç düşünmeden oturun :) Muhteşem bir yer... İşletmesi harika lezzetleri harika... Ben 5 saat oturdum; o kadar keyifliydi ki... Kesinlikle kalmar yiyin... Adeta denizden alıp; masanıza geliyor... Oyle taze oyle lezzetli...Türk Kahvesinin sunumuna da ayrı dikkat çekerim... Romantik... Gümüşlükte Güneşi batırın mutlaka... Zira sonrasında gökyüzünün rengine aşık olacaksınız...
Kalbinizi Gümüşlükte artık bırakabilirsiniz...
Burada bir eleştire yapacağım, belediyeye... Mayıs 2017'de, 20.00 itibari ile Gümüşlük'ten herhangi bir yere... Bodrum merkez dahil herhangi bir saatte ulaşım yok... Şaka gibi değil mi:)
Gümüşlük zaten herkesin yemek için gittiği bir yer; tamam 15 dakikada bir olmasın ama saat başı olabilir ya da doldukça kalkacak denebilir. Ama hiç biri yok... Belediyenin kararı imiş... Ordaki herkes aynı şeyden şikayetçi... Turistik bir yerde yapılacak en saçma hareket... Otogarda çalışan herkes o kadar yardımcı oldu ki... Sonunda Yalıkavak'a giden bir minibüs Gümüşlük e uğradı, beni aldı... Yalıkavak'tan tekrar merkeze gittim:). Ufak bir Bodrum turu oldu dönüşüm...




Yorumlar
Yorum Gönder