VAN - DOĞUBEYAZIT (Bir haftasonu kaçamağı / 2015)
Van... Yıllardır aklımda olan ama kimle ne zaman nasıl gitsem dediğim; canım ülkemin bir diğer ucu... Hemen söyleyeyim; mutlaka gidin!
Ofiste mesaiye kaldığım bir aralık akşamı; güzel kalpli arkadaşlarımdan biri ofisin önünden yürürken odamın ışığını görüp, bana süpriz yapmıştı... Arkadaşımın, aynı zamanda dostum olan kız arkadaşı ile gezmeyi çok sevdiklerini biliyorum... Laf arasında var mı gezi planı dedim. Van'a gideceğiz ama Nisan'da dedi. Gözlerim parladı... Canım dostlarımın iş yerinden 11 kişi ile gidiyorlarmış ve yalnızca 1 kişilik boş yer varmış çünkü Van'da kiralanacak araç 12 kişilikmiş... Şans:). Ertesi gün biletlerimi almıştım :)) Eğer bir gezginseniz; fırsatları kaçırmayacaksınız :))
Van... Şanlıyım çünkü canım dostum, tüm planlamaları, gezi rotalarını belirlemişti... Bize sadece iştirak etmek düştü...
TATİL KÜNYESİ
Kaç gece: 1 Gece
Tatil Türü: Kalabalık arkadaş grubuyla
Konaklama: Merit Şahmaran Otel
Merit zincirinde olan bu otel Van Gölünün tam yanında... Sabah uyandığınızda, hava da güzel ile Van Gölünün kenarında kahvaltı yapıyorsunuz ki harika... Otel eski bir otel ancak sanırım birkaç yıl önce ciddi bir tadilattan geçmiş... Temizlik ve konfor güzeldi. Akşam, otelde ocakbaşında yemek yiyebilir, canlı müzik ile keyifli saatler geçirebilirsiniz ki biz yaptık :). Biz bir sorun yaşamadık ancak yerli halkın dediğine göre yazın Van Gölünün yanında olduğu için sivrisinek problemi oluyormuş... Dediğim gibi bu sadece bir duyum ama bence konum olarak dört dörtlük.
Ulaşım: Biz sabah çok erken saatte Sabiha Gökçen'den Pgs ile gittik ve pazar gece döndük. Van'da ise iki gün boyunca bize yardımcı olacak minibüs bekliyordu; o yüzden havaş ya da benzeri bir ulaşım aracı var mı bilgi sahibi değilim.
Harcama: Tabiki Türk Lirası :). Fiyatlar İstanbul ile kıyaslanınca çok uygun... Özellikle bu devirde İstanbulda bir çay bardağı çaya 3-TL alınırken, Van'da 0,25 kuruşa şahane çay içebilirseniz:)
Neler Yapılır:
- Van Gölü ya da Van Deniz'i... Gidip görmeden neden deniz dendiğini anlamak zor... Gidince; emin olun siz de deniz diyeceksiniz... Uçsuz bucaksız... Gittiğimiz mevsim gereği yüzme şansım olmadı ancak bir gün tekrar sadece bunun için gideceğim. Bu da Van'a tekrar gitmek için bahanem olsun :).
- Van Kahvaltısı Van'a gitmeden önce, Van Kahvaltısının İstanbul'da ticari amaçla ortaya çıkan bir marka olduğu kanaatindeyim ama Vanlılar eskiden beri kahvaltı salonlarının olduğunu söylediler. Sabah erken uçaktan inince tabiki doğrudan Van Kahvaltısına koştuk :). Biz Bak Hele Bak Yusuf'u tercih ettik. Favorim. KAYMAK :). Bayanlara ufak hediyeler de veriyorlar, keyifli ve tabiki leziz :)
- Akdamar Van Gölünde yer alan bu adayı anlatabileceğim tek tanım; Cennetten Bir Köşe... Huzuru ruhunuzda hissedeceksiniz... Kesinlikle gidilmeli; motor ile adaya geçebilirsiniz. Çok güzel çok...
- Van Çarşı Yürüyerek ara sokakları da keşfedin derim :). Van'da Türk Kahvesi bulmanız oldukça güç; ama her yerde çay ocağı bulabilirsiniz. Normalde kahveci biri olarak sanırım iki günlük bu gezide, normalde bir ayda içtiğimden fazla çay içtim :). Ara sokaklardaki küçük taburelerde oturup çay içmek oldukça keyifli. Rus Pazarı da oldukça meşhur... Her çeşit çay bardağı altı var :). Fiyatlar gayet makul... Şal baş örtüsü çeşitleri de oldukça fazla... Doğu illerinde genel olduğu üzere, Vanda da renkler hep canlı... Peynirciler Çarşısı da diğer uğranması gereken bir yer... Ancak ordan meşhur otlu peynir alabilir misiniz bilmem zira pek hijyenik olduğunu söyleyemem :). Hatta ufak bir çarşı olan burayı gezmeyi tamamlamak da bir başarı çünkü sakatatçılar ile iç içe olan peynirciler çarşısındaki koku... Tarif edilemez :). Biz tabiki gezdik ama hızlıca !!! Yeri gelmişken söyleyeyim Van Otlu peyniri İstanbul'da aldıklarımızdan oldukça farklı... Kokusu çok ağır; bunun sebebi otu imiş... Yalnızca Van'da yetişen ağır kokulu bir ot ile yapıyorlar. Diğer fark ise tuzu; o kadar çok tuzlu ki; alışmayan tüm gün su içse de o tuz ağzından gitmez... Ben bilmiyordum; Van Otlu peyniri büyük plastik variller içinde yapılıp, toprağın altına gömülüyormuş. Bu nedenle o büyük varilleri keserek peyniri çıkarıyorlar... Görüntü olarak pek hoş gözükmese de, Van'a özgü olduğu için bence güzeldi:).
- Van Kalesi Çok söylenecek bir şey yok aslında, ülkenin hemen hemen her şehrinde yer alan kaleler gibi; ancak oldukça büyük bir kale olduğunu söylemek isterim.
- Van Aşiyan Ev Yemekleri Kaleye yürüyüş mesafesinde sayılan bu yerde, onu bunu yiyebilirsiniz demeyeceğim çünkü ne yerseniz yiyin muhteşem!!! Kalabalık bir grup olduğumuz için bir çok şeyi tatma şansımız oldu ki; ehh diyebileceğim tek bir lezzet bile yok :).
- Doğubeyazıt İkinci günümüzde uçağımızın akşam olmasından dolayı, Van Gölünün hemen yanındaki otelimizde açık havada kahvaltı yaptıktan sonra Ağrı/Doğubeyazıta doğru yola çıktık. Doğubeyazıt merkezin çok etkileyici olduğunu söyleyemem ancak... İshakpaşa Sarayı... Çok etkileyici!!! Sarayın tavanına yapılan camdan ve tarihi esere hiç uygun olmayan tavan hariç; her şey çok güzel... En güzel yanı ise ülkemizdeki bir çok tarihi eserden farklı olarak hemen hemen her bölümün ziyarete açık oması... Bence en etkili kısım zindanlardı !!!
Evet Van'ı hep merak etmiştim; ancak bu kadar keyifli ve ilginç olacağı aklıma gelmezdi... Van Halkı ise... Yurdumun her köşesindekiler gibi çok misafirperver...
Yorumlar
Yorum Gönder